top of page
routes__3759779708_4b20e479f1_o.jpg

Karadaki yolculuÄŸunu itilerek sürdüren Yorkshire Straif.
Pointed Arrow, Sürükleme, 2009. Görsel: Pointed Arrow Performance, sanatçının izniyle.

Rotalar Yaratmak:

Canlı Sanatta Yolculuklar

Derleyen ve Yazan: David Overend

GiriÅŸ
ArÅŸivde Bir Yolculuk, 1979-2012
Richard Long
Forced Entertainment
Wrights & Sites
Phil Smith
Necessary Journeys
Fernando Arias
Oreet Ashery
Francis Alÿs
Pointed Arrow
Lone Twin
Kieran Hurley Ä°le Röportaj
Buz ve Safir Alev Ersunlar, Nic Green
Community Spirit’i Suya Ä°ndirmek, David Overend

Bu Çalışma Odası Rehberi [1], Canlı Sanat'ta yükselen bir trend olan yolculuklarla ilgili. Son otuz yılda "yere-özgü" performansın yerleÅŸik bir model haline gelmiÅŸ olmasına raÄŸmen, bugün, yerlere/yerlerden uzaklara giden veya yerler arasında gezinen çalışmalara ilgi artmakta. Seyahate bu "dönüÅŸ", küreselleÅŸmeye, iletiÅŸim teknolojilerinin geliÅŸmesine ve sınırlar arasında daha önce eÅŸi benzeri görülmemiÅŸ bir baÄŸlanırlığa verilen bir yanıt olarak deÄŸerlendirilebilir. Nicolas Bourriaud'nun önerdiÄŸi gibi, gittikçe küreselleÅŸen bir dünyada, zaman ve mekanda hareket etmek modernitenin bu aÅŸamasına verilmesi gereken bir tepki haline geldi. Bu deÄŸiÅŸen sosyal, politik ve ekonomik ortamda, “göçmen, sürgün, turist ve kent gezgini", çaÄŸdaÅŸ kültürün baskın figürleridir [2]. Bu Rehber, çeÅŸitli canlı sanat uygulamalarında inÅŸa edilmiÅŸ olan rotaların bazılarını takip etme çabası.


Halihazırda önemli sayıda sanatçı, çalışmacı ve tiyatro topluluÄŸu; iÅŸlerine seyahati dahil etmekte ve yolculukları çeÅŸitli ÅŸekillerde kullanmaktalar. Bunlara Wrights&Sites ile bireysel üyeleri, Lone Twin, Forced Entertainment, Nic Green, Kieran Hurley ve Pointed Arrow dahil. Çok daha fazlası sıralanabilir, ancak bu kısa listede bile belirgin bir çeliÅŸki baÅŸ göstermeye baÅŸlıyor: doÄŸası gereÄŸi küresel bir görünüme sahip pratiklere Batılı (bilhassa Ä°ngiliz) bir odaklanma.

Çeviri: AyÅŸe Draz

Bu Rehber, bu nedenle, rotaların yanı sıra köklerle de ilgili; bu fikir ve pratiklerin yeÅŸerdiÄŸi coÄŸrafi, kültürel ve politik baÄŸlamı göz önünde bulundurarak. Bu yüzden, Rehber yukarıda verilen örneklerin yanı sıra, uluslararası sınırlarda çalışan Francis Alÿs (Belçika/Meksika), Oreet Ashery (Ä°srail/Ä°ngiltere) ve Fernando Arias (Kolombiya/Ä°ngiltere) gibi sanatçıların çalışmalarıyla da ilgileniyor.

​

Genel olarak, bu yorum, deneme ve röportajlar derlemesi Canlı Sanat'ın bu zengin alanını incelemek isteyen öÄŸrenciler, araÅŸtırmacılar, sanatçılar ve izleyiciler için bir kaynak olarak tasarlanmıştır. Bu nedenle, okuyucuları yararlı taraflara yönlendirmek üzere kapsamlı teorik analizlerden kaçınmakta. Bununla birlikte teorik boyut, onunla ilgilenenler için mevcut. Kieran Hurley’nin Otostop'u (Hitch) ve Lone Twin’in Tekne Projesi (The Boat Project) gibi önemli performanslar ve sanat eserleri ile doÄŸrudan ilgilenen Rehber, bu pratiÄŸin topluluk, siyasi özerklik ve hareket içeren ev algıları da dahil, yükselen çeÅŸitli temalarına iÅŸaret ediyor. Bu çalışmada, çaÄŸdaÅŸ sanatsal ortamı yeniden tanımlayan yeni konfigürasyonlar ortaya çıkarken, yolculuklar performans anına kodlanırlar; onun içinde yer almak yerine onun içinden geçerek.


Ä°lk bölüm, Live Art Development Agency (Canlı Sanat GeliÅŸtirme Ajansı) Çalışma Odasında yer alan kitaplar, rehberler, DVD'ler ve makaleler dahil olmak üzere bir dizi metni tanıtıyor ve onlar üzerine kafa yoruyor. Ortaya, bizi Richard Long'un tek başına gerçekleÅŸtirdiÄŸi yürüyüÅŸlerinden, Wrights & Sites ile Phil Smith'in yürüyüÅŸ oyunlarına, Lone Twin ve Pointed Arrow'un ÅŸenlikli komünal gezilerine götüren bir anlatı ortaya çıkar. Bu yolculuklar ÅŸehirlerde ve kırsalda, bireysel ve toplumsal olarak, birkaç dakika veya birkaç ay içerisinde gerçekleÅŸir. YolculuÄŸa dayalı pratiÄŸin çeÅŸitliliÄŸini yansıtırlar, ancak yola devam etmenin politik açıdan progresif olanaklarına dair benzer bir sorgulamayı da paylaşırlar.


Ä°kinci bölüm, Kieran Hurley, Nic Green ve Lone Twin'in çalışmaları ile kapsamlı karşılaÅŸmalar sunuyor. Hurley’nin 2012’de Ä°ngiltere’yi gezen performansı Otostop, genç aktivist tiyatrocunun G8 zirvesini protesto etmek için 2009 yazında Ä°talya’daki L'Aquila kentine kadar otostop çekmesini anlatıyor. Hurley ile 2012'de Londra'da yapılan bir röportaj, yolculuÄŸun politik gerekçelerine ve Hurley’nin bu kiÅŸisel yolculuÄŸu kamusal bir performansa tercüme etme konusundaki deneyimlerine dair bir fikir veriyor. Bunu Nic Green’in Ä°skoçya, Ä°rlanda ve Hindistan’da gerçekleÅŸtirdiÄŸi bir dizi yolculuÄŸu ÅŸiirsel anımsaması takip ediyor. Green’in katkısı, sanatçının insanlarla ve doÄŸal çevre ile karşılaÅŸmalarına dair bir yansıma sunuyor; yeni performans projelerinin ortaya çıkmasına neden olan yolculuklar. Daha sonra Lone Twin’in Tekne Projesi ile kiÅŸisel bir karşılaÅŸma aktarılıyor. Mayıs 2012'de Emsworth, Hampshire'da suya indirilen Community Spirit (Topluluk Ruhu), yüzlerce bağışlanan ahÅŸap nesneden inÅŸa edilmiÅŸ bir deniz aracı. Teknenin ilk seferi, denizden uzaklaşıp ülkenin iç kısımlarına, Milton Keynes'e taşınmadan önce Ä°ngiltere'nin güney sahilinde çeÅŸitli limanları ziyaret etti ve bugün yelkencilik ve sanat etkinlikleri için halka açılmış durumda.

​

Bu metnin ötesinde, Making Routes, performans ve yolculuklar arasındaki iliÅŸkiyle ilgilenen kiÅŸiler için çevrimiçi bir kaynak ve de bir network olarak mevcut. Bu akran liderliÄŸindeki grup, düzenli olarak etkinlikler gerçekleÅŸtirmekte ve ilgili yayınları, sanat eserlerini, bireyleri ve organizasyonları bir araya getirmekte. Burada sunulan pratik ve yorumlar ilginizi çekiyorsa, lütfen web sitesini ziyaret edin ve aÄŸa katılın.


www.makingroutes.org

David Overend, 2012

​

​

ArÅŸivde Bir Yolculuk, 1979-2012
Canlı Sanat, doÄŸası gereÄŸi yolculuk temelli bir sanat biçimi olarak anlaşılabilir. Fiona Wilkie performansın, özellikle de belirli bir yerle olan iliÅŸkisini araÅŸtırmak için yapılan çalışmalarda, “esas olarak hareketin kodlanması” [3] ile ilgili olduÄŸunu ileri sürer. Ä°ster gerçek hareketle ister fikirlerin hareket etmesiyle olsun, canlı performans, mobilizasyonu sıklıkla kilit bir strateji olarak kullanır. Canlı Sanat biçimlerinde, gevÅŸek ama "sürekli ilerleyip devam eden, deÄŸiÅŸen ve çevresine uyum saÄŸlayan" [4] bir sanatsal pratikler koleksiyonu ortaya çıkmakta. Live Art Development Agency Study Room koleksiyonundaki iÅŸlerin çoÄŸunun yolculuk temasıyla kolaylıkla iliÅŸkilendirilebilmesinde de, hareket ve yolculuk ile ilgili bu genel meÅŸguliyet kendini göstermekte. ArÅŸivde yer alan binlerce metin kendine bir yer bulmak için yarıştığından, bu listenin oluÅŸturulması belli bir zorluk ortaya çıkardı. Sonuç olarak, bu bölüm Çalışma Odasındaki çok çeÅŸitli DVD, kitap ve makaleler için kapsamlı bir rehber deÄŸil. Daha ziyade amaç, bir hikaye anlatacak, meselelerin zaman içerisindeki evrimini öne sürebilecek ve yolculuÄŸa dayalı Canlı Sanat örneklerinin yelpazesini ortaya koyabilecek küçük bir seçki sunmak.

​

Richard Long
Richard Long, tabiatta bir izlek yaratan ve bu yolculukları gelecek nesiller için belgeleyen bir yalnız erkek yürüyüÅŸçü. Long'un yürüyüÅŸleri arasında, Avon Nehri'nin aÄŸzından Mersey Nehri'nin kaynağına yaptığı ve Avon’dan avuç dolusu gelgit çamurunu Thames, Severn, Trent ve Mersey Nehirlerine attığı bir yürüyüÅŸ olan Çamur YürüyüÅŸü (Mud Walk) (1987) ve on sekizinci mildeki kurbaÄŸa yumurtası ile seksen beÅŸinci mildeki kelebek gibi baÅŸlangıç noktasına olan mesafelerini listeleyerek tabiatın öÄŸelerini belgelediÄŸi Bahar YürüyüÅŸü (Spring Walk) (1991) var. Seçili YürüyüÅŸler'de (Selected Walks), Long'un yalnız başına yaptığı gezilerini kaydettiÄŸi bazen ÅŸiirsel metinler, yolculuklarına sebep veren rotalar ve 
kuralları çaÄŸrıştırır. Art arda yürüyüÅŸlerin ritmi sayesinde, metinlerin sabitliÄŸi ve yürüyüÅŸlerin hareketi arasında bir gerilim ortaya çıkar. Okuyucu, Long’un yolculuÄŸunu gerçekleÅŸtirdiÄŸi anlardan özellikle uzaklaÅŸtırılır.

linewalking.jpg

Richard Long, Yürüyerek Yapılmış Bir Çizgi, 1967. Kavramsal fotoÄŸraf.
Fotoğraf: Richard Long, richardlong.org aracılığıyla.

Forced Entertainment
Forced Entertainment'in son otuz yılda gerçekleÅŸtirdiÄŸi performansların çoÄŸu bir ÅŸekilde yolculukları kullanmıştır. Seyircilerini bir yolculuÄŸa çıkarmak veya performans alanında bir yolculuk yaratmak için, rehberli otobüs turlarından kıyamet sonrasıvari arayışlara kadar çeÅŸitli taktikler kullanılmıştır. Burada temsil edilen performanslar topluluÄŸun yaratıcı yaklaşımının sürekli olarak yenilendiÄŸini göstermektedir. Bu Åžehirdeki Geceler (Nights in This City) (1995) Sheffield'a -önceki çalışmalarının çoÄŸunu ÅŸekillendiren ÅŸehir– doÄŸru, tiyatro mekanının dışına çıkma dürtüsünü takip eder. Seyahatler (The Travels) (2002) için, topluluk, Ä°ngiltere’yi tepeden tırnaÄŸa dolaÅŸarak ayrı ayrı bireysel yolculuklarına çıkmışlar, sonra deneyimlerini performansta anlatmışlardır. Son olarak, Manasız Hikâye (Void Story), (2009) kasvetli bir hayali manzarada bir 
çiftin kabus yolculuÄŸunun hikayesini, projeksiyondan yansıtılan foto- animasyonlarla anlatan canlı bir radyo tiyatrosu biçimini alır.

​

Bu Åžehirdeki Geceler (Nights in This City) (1995, 1997)

1995'te Forced Entertainment izleyicilerini bir yolculuÄŸa çıkardı. Bu Åžehirdeki Geceler‘de topluluk, doÄŸdukları ÅŸehir Sheffield etrafında bir otobüs turu kurguladı. 1997 yılında Rotterdam’da bu turu yeniden düzenleyerek ÅŸehri, hikayeler, yalanlar ve hayallerle "yeniden yazdılar" [5]. Bu muzip otobüs turu "farklı bir hakikat arayışı içinde gerçeklerden kaçındı" [6]. Richard Lowdon'ın canlandırdığı rehber, seyirciler kentsel manzarayı dolaşırken, bu ÅŸehirlerin alternatif bir versiyonunu sundu:


Hanımlar ve beyler Roma'ya hoÅŸ geldiniz... bu ÅŸehir benim için üç ÅŸeyle tanınır -bira, tarihi binalar ve baÅŸka bir ÅŸey... Tam ÅŸurada, bu binaların arkasında, ufuk çizgisinde eÄŸik Pisa Kulesi’nden bir görüntü yakalayabilirsiniz... Ve daha önce Venedik'e gitmiÅŸ olanlar kokuyu tanıyacaklar... [7]


Rehber, turun başında, "Hanımlar ve beyler, içmiÅŸ olduÄŸum ve hiç ÅŸanslı olmadığım konusunda sizi uyarmanın adil olacağını düÅŸünüyorum" ve sonrasında, "coÄŸrafyada hiçbir zaman iyi deÄŸildim" diye itirafta bulundu [8]. Turun güvenilmezliÄŸi baÅŸtan belirlenmiÅŸti ve tur ilerledikçe ÅŸehir Roma'dan Berlin'e, Paris'e ve binaların adlarını da temizlik ürünleri, atlar, dilekler ve hayaletlerden aldığı bir binalar ÅŸehrine dönüÅŸtü.


Seyahatler (The Travels) (2002)
Farklı bir yaklaşım benimseyen Seyahatler için topluluk üyeleri Ä°ngiltere yollarına koyularak, "doÄŸrudan veya dolaylı olarak macera, ya da en azından metafor ve alegori vadeden" yerlerin bir listesini yapmaya çalıştılar [9]. Umut Sokağı, AÅŸk Sokağı, Ä°ngiltere Bulvarı, Cehennem Åžeridi, Öykü Bahçeleri... Tesadüf eseri ortaya çıkan, garip rotalar ve beklenmedik karşılaÅŸmalar içeren bir yol güzergahı. Sonuçta ortaya çıkan performans, altı oyuncunun yolculuklarında deneyimledikleri olayların ve karşılaÅŸmaların minimalist bir ÅŸekilde anlatılması biçimindedir. Sanatçılar, önlerinde metinlerinin görünür olduÄŸu masalarda otururlar ve sadece, maceralarını görselleÅŸtirmek için, tepede bir projektör mevcuttur. Oyunsu bir görev olarak baÅŸlayan geziler, kısa bir zaman içinde risk ve belirsizliÄŸe yol açarlar. Kısa çöplerin çoÄŸunu Claire Marshall çeker:

​

Yollar listesinde beÅŸ tane ÖLÜ SOKAK vardı ve üç tanesi bana düÅŸtü, üstüne de Cehennem Sokakları, Hades Sokakları ve Hançer Sokakları'ndan payıma düÅŸenden fazlası. Bu yerlerin çoÄŸu kırsalın derinliklerindedir; sanki cehennem ve ölüm, insanların toplandığı yerlerden uzakta en iyi saklanırmış gibi [10].


Sokak adlarının içerdiÄŸi vaatleri sokakların yerine getirmemesi yüzünden genellikle bir hayal kırıklığı ortaya çıkar. AÅŸk Sokağı'nda aşıklar yoktur; Evrensel Karayolu’nda John Rowley’e tükürülür. Bu deneyimlerin birçoÄŸu tesadüfler ve keÅŸifler ile belirlenir, tıpkı Cathy Naden’in bir eÄŸlence parkında kaybolması gibi. BaÅŸka yerlerde, olaylar performansçılar tarafından baÅŸlatılır: Marshall kendine Bakhüs Yolu'ndaki tüm sarhoÅŸluk türlerini listeleme görevini verir; Jerry Killick, AÅŸil Sokağı'nı ziyaret ettikten sonra tüm zayıf noktalarını listeler. Long'un kitabı gibi Seyahatler de, geçmiÅŸte gerçekleÅŸen bir dizi yolculuk ile bu yolculukların burada ve ÅŸimdi gerçekleÅŸen canlı performanstaki anlatımı arasında bir çeliÅŸki yaratır. Alex Mermikedes [11] için bu, sahne estetiÄŸinin basitliÄŸinin "sadece hayallerimizde var olan olaylarla ilgili ayrıntıları, atmosferi ve duygusal baÄŸlılığı" beraberinde getirdiÄŸi bir "çift görme" yaratır [12]. Yaratılan dünyalara ulaÅŸmamızın tek yolu performansçılar aracılığıyladır ve bu onlara tuhaf ve baÅŸka bir dünyaya aitlermiÅŸcesine bir hava katar. Seyahatler, bu etkiyi, yolculukların dinamik ve yüklü dünyasını sahnenin duraÄŸan ve minimal dünyasına yerleÅŸtirerek saÄŸlar.


Manasız Hikaye (Void Story) (2009)
Manasız Hikaye, kıyamet sonrasında, Ä°ngiltere gibi görünen bir yere yapılan kurgusal bir yolculuktur. Performans, hikayenin kısmen resmedilmiÅŸ, kısmen fotografik görüntülerini gösteren bir projeksiyon perdesi önündeki masalarda oturan performansçıların canlı radyo tiyatrosudur. Silah seslerinin, telefon görüÅŸmelerinin ve yaÄŸmur yağışlarının ses efektleri, önlerindeki metnin sayfalarını çevirerek tüm karakterleri seslendiren performansçılar tarafından gerçekleÅŸtirilir. Bu iÅŸ bir tiyatroda gerçekleÅŸen yolculuklarla ilgili bir performanstır gene, ancak bu sefer yolculuk tamamen kurgusaldır.

VS-7-PROJ.jpg

Forced Entertainment, Manasız Hikaye, 2009.
Oyun sırasında projeksiyonda gösterilen resimlerden biri.
Görsel: Tim Etchells ve Vlatka Horvat, forcedentertainment.com üstünden.

Hikayedeki çift, sadece bir gün içerisinde (baÅŸka korkunç ÅŸeylerle birlikte) tahliye edilir, vurulur, yeraltı tünel sistemine atılır, manyaklar tarafından kovalanır, içi dondurulmuÅŸ bir taşıtın içinde kilitlenir, kaçırılır, ezilir, köpekler ile diÄŸer vahÅŸi hayvanlar tarafından kovalanır ve vahÅŸi doÄŸada ölüme terk edilir. Etkisi, çaÄŸdaÅŸ kent yaÅŸamını tanımlayan tehlikeler ve adaletsizlikler hakkında akıllıca yorum yapan ve daha da kötüye gidecek olan bir talihsizlik bombardımanıdır. Bununla birlikte, Manasız Hikaye, acımasız olumsuzluÄŸu vasıtasıyla garip bir biçimde iyimserliÄŸe varır. Bu çiftin, zorla çıktıkları kabusvari yolculuklarında baÅŸlarına ne gelmiÅŸ olursa olsun, elbette iÅŸler o kadar da kötüleÅŸmeyecektir?

​

Wrights&Sites


Phil Smith
Wrights & Sites, 1997'de Exeter'de bir performansçılar topluluÄŸu ya da pratikleri ile karşılaÅŸtıkları yerler arasındaki iliÅŸkiyi araÅŸtırmakla meÅŸgul bir ustalar [13] topluluÄŸu olarak kurulur. Ä°skele Åžey (The Quay Thing) (Exeter Quayside, 1998) de dahil olmak üzere bir dizi yere-özgü erken projeden sonra, grup ve bireysel üyeleri, kısa bir zaman içinde dikkatlerini bu konumların zaten ne kadar  
performatif olduÄŸuna yöneltirler. Grup, kasabalardan ÅŸehirlere, ormanlara ve adalara kadar çeÅŸitli yerlerle iliÅŸkiye geçen, yer ve mekan kavramlarına yanıt veren çalışmalar yapmaya devam eder. Ä°ÅŸleri sık sık bu yerler içinde ve arasında yolculuklar yapmayı içerir.


Kendi doÄŸdukları kasaba içinde gezinmek üzere çeÅŸitli stratejilerle deneme yaptıkları Bir Exeter Yanlış Rehberi (An Exeter Mis-Guide) [14], kenti "kendisini icra etmeye" teÅŸvik etmeyi amaçlayan, kentsel ortamı yürüyerek keÅŸfetmeye yönelik oyunlar, kurallar ve talimatlar içeren bir alet kutusu sunar [15]. Herhangi Bir Yerin Yanlış Rehberi (A Mis-Guide to Anywhere) [16] ise, dünyanın herhangi bir yerinde herhangi birinin altüst edilmiÅŸ yaya aktivitesini deneyimleyebilmesi için daha önceki yanlış rehber kavramını geniÅŸletir. Bu kısa kitapçık, ÅŸehir yaÅŸamını deneyimlemek için alternatif yollar arayan aylaklar ve gezginler tarafından yaygın olarak kullanılan etkili bir kaynak olmaya devam etmektedir. Resimli sayfalarında, "verdiÄŸimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" gibi, yürüyüÅŸçüyü "yol çalışmalarını, toprak hafriyat ve arkeolojik buluntulardan oluÅŸan ücretsiz bir açık hava sergisi olarak görmeye" davet eden bir dizi yanlış rehber önerisi bulunmaktadır [17]; Sergici (The Exhibition-ist) ise sanat galerileri ve müzelerin "statik, sessiz, pasif mekanlarına" yapılan sık ziyaretlere "renk katma" önerileri içerir [18]. Bu keÅŸif sürüklenmelerinin merkezinde, Phil Smith'in “mekanın gündelik olarak yeniden yaratılması” olarak adlandırdığı, gündelik olanın oyunsu altüst edilmesi yatar [19].


Herhangi Bir Yerin Yanlış Rehberi, direniÅŸçi bir kültürel pratik olarak yürümeye kolay eriÅŸilebilir ve oyunsu bir giriÅŸ rotası ortaya koyarken, Smith’in MitocoÄŸrafya'sı (Mythogeography) (2010) “yaya direniÅŸinin” olanakları hakkında daha derin ve daha karmaşık bir öneridir. CoÄŸrafyayı bir mit oluÅŸturma süreci olarak ele alan Smith, "(en geniÅŸ, gündelik anlamıyla) performansın alanını, çoklu katmanların mekanı olarak gören, deneysel bir yaklaşımı savunur" [20]. Wrights & Sites'in "yanlış rehberler" stratejilerini geliÅŸtiren MitocoÄŸrafya, "kendi mito-
coÄŸrafik pratiÄŸini oluÅŸturmak isteyenler için, fikirlerden oluÅŸan bir alet çantası" 
sunmaktadır [21]. Bu anlaşılması zor, çeliÅŸkili ve performatif yazıda; okuyucu; sayfalar arasında dolaÅŸtığı ve çapraz baÅŸvurular, ilaveler ve yan notlar arasında gezindiÄŸi bir metinsel yolculuÄŸa çıkmaya davet edilir [22].


Zorunlu Yolculuklar (Necessary Journeys)
Sanatta çeÅŸitliliÄŸi teÅŸvik eden Decible programından ortaya çıkan "Zorunlu Yolculuklar" (Necessary Journeys) (2005), BFI Black World ile birlikte bir Arts Council England (Ä°ngiltere Sanat Konseyi) projesidir. Seyahat burslarını, misafirlik programlarını, arÅŸivleri ve film çalışmalarını içeren giriÅŸim, Ä°ngiltere'de çalışan sanatçılarla bir "diaspora anlatısı" [23] serisini bir araya getirdi. Projenin çıktıları, editörlerin "bir dizi sanat projesi arasında bir rota haritası çizmek için fikirleri, arzuları ve istekleri birleÅŸtirmek" olarak tanımladıkları "bir çeÅŸit kılavuzda" toplanır [24]. Rehbere, bazıları belgelenmiÅŸ ve Live Art Development Agency'nin Çalışma Odası'na girmiÅŸ, bu metinde Fernando Arias ve Oreet Ashery'nin filmleri tarafından temsil edilen DVD'ler, görüntüler, hikayeler ve performanslar eÅŸlik eder. Kılavuzda açıklandığı gibi, bu yolculuklar projenin 'seyahat' bölümünün bir parçasıydı:


Dijital medya ile çalışan sanatçılara; macera, yenilenme ve düÅŸünme arzusuyla motive olmuÅŸ yolculuklar (gerçek ya da sanal) yapmaları için profesyonel geliÅŸim bursları ÅŸeklinde bir fırsat sunuldu. [...] Neticedeki yolculuklar, taze ama sezen gözlerle bakılmış, bilinen ve bilinmeyen her türlü topolojiyi kapsayan, muhteÅŸem bir coÄŸrafi yayılımı temsil ediyor. Çin'den Patagonya'ya kadar bu yolculuklar, sözü edilmemiÅŸ bir geçmiÅŸle ve henüz belirsiz bir gelecekle son derece kiÅŸisel etkileÅŸimler oluÅŸturmayı amaçlıyor [25].

​

Fernando Arias
Patagonya gezisi; Londra merkezli, Kolombiyalı bir sanatçı olan Fernando Arias'ınkisiydi. "Muazzam bir insan yokluÄŸu ve izolasyon" arayışı içinde olan Arias [26], ilk önce ebeveynleri, onların ulusal kimlikleri ve kendisinin yakın zamanda edindiÄŸi Ä°ngiliz vatandaÅŸlığı hakkında röportaj yapmak üzere Kolumbiya Quindío'daki doÄŸduÄŸu kasabaya gitti. Daha sonra Kolumbiya'nın Pasifik kıyılarındaki yaÄŸmur ormanlarını ve Åžili'nin kuzeyindeki Atacama çölünü ziyaret etti. Yolculuklar, "izolasyon" ve "mutlak özgürlük" vadeden bir yer olan Patagonya'daki "dünyanın sonu" ile tamamlandı [27].

necessaryjourneys.jpg

Fernando Arias, Zorunlu Yolculuklar, 2006.

Projenin videosu, 13’30”.
Video: Fernando Arias, sanatçının izniyle.

Bu yolculuÄŸun video görüntüleri [28], Arias'ın bu "engin yalnızlık yerini" savunmasız ama oyuncul bir figür olarak deneyimlerken gösterir. Karla kaplı tepelerin barınağında, kendisini video kamerasından baÅŸka kimse duymazken, çıplak Arias gökyüzüne bağırır ve ÅŸarkı söyler. Dış seste, Arias kendisiyle, seyahatinin amacını anlamaya çalıştığı ve bu yolculuÄŸun her zaman paylaşılması kolay olmayan kiÅŸisel doÄŸası ile mücadele ettiÄŸi bir röportaj yapar. Kendisine "insanlardan kilometrelerce uzakta olmayı seviyorum" der [29].


Oreet Ashery
Londra merkezli, Ä°srailli bir Yahudi olan Oreet Ashery, kendi zorunlu yolculuÄŸu için doÄŸum yerine geri döner ve babasının yerli Filistinlilere uzanan soyunu araÅŸtırır. Ashery, bölgedeki çatışmalara ve Yahudilerle Arap halkı arasındaki olumlu iliÅŸkilere odaklanır. "Farklı patikaları takip ederek bir dizi baÄŸlantı bulmak" için yola çıkan Ashery [30], babası ile Kudüs'teki Eski Åžehir'de yürür; Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanların yüzlerce yıldır birlikte yaÅŸadığı bir Ä°srail köyü olan Peqiin'i ziyaret eder. Ayrıca, Filistinli bir mimarla buluÅŸmak için Ä°srail-Filistin sınırından kaçak olarak geçer. Yahudi yolculuklarının duygusal bir tarihini çaÄŸrıştıran gezinin bu video günlüÄŸü sürekli hareket halindedir: Arabaların pencerelerinden bakarken hareket eden yollar ve sokaklarla pazar yerleri arasında yürüyüÅŸler...


Qalandia kontrol noktasındaki sınır kapısı risklidir ve Ashery tereddüt eder. Bununla birlikte, "gerçek bir kiÅŸiyle doÄŸrudan iletiÅŸim kurmanın basit ama güçlü arzusu en sonunda ağır basar" [31]. Ä°ngiliz pasaportuyla bir Arap otobüsünde seyahat eder; daha sonra güvenli geçiÅŸi için taksi ÅŸoförünün Ä°srail askerleri ile yaptığı pazarlığa bel baÄŸlar. Videoda Ashery bu deneyim üzerine düÅŸünür: "Gene yolculukla iliÅŸkilenmiÅŸ, geçmiÅŸe uzanan bir Yahudi tarihinin parçası olduÄŸumu hissediyorum. Bu sefer, sınırlar arasında kaçırılmanın tarihinin bir parçası olarak". Bu zorunlu yolculuk, istediÄŸi yere seyahat edebilme ayrıcalığına herkesin sahip olmadığının deÄŸerli bir hatırlatmasıdır. Ashery için bu yolculuk "sorular sormak, konuÅŸmak" için bir fırsattır [32]. KiÅŸisel ve sanatsal kimliÄŸi için merkezi rolü olan bir ihtilaf bölgesine yolculuk ederken, "evinin, yolculuÄŸun ta kendisi olduÄŸunun" en baÅŸtan beri farkındadır [33]. Zorunlu Yolculuklar’da, çeÅŸitli kültürel ve coÄŸrafi geçmiÅŸlere sahip sanatçılar, kimlikleri ve milliyetlerine dair yeni içgörülerle Ä°ngiltere'ye döner ve yolculuktan eve dönüÅŸ teması, bütün seri boyunca tekrarlanır.


Francis Alÿs

Francis Alÿs, Bazen Bir Åžey Yapmak Hiçbir Yere Varmaz, 1997, performansın videosu.
Video: Francis Alÿs, francisalys.com aracılığıyla.

Canlı Sanat'ta yolculukların kullanımı hakkında hiçbir rehber Francis Alÿs'in iÅŸlerinden bahsetmeden tamamlanmış olamaz. Alÿs, Belçika'da doÄŸdu ve 80'lerin sonlarında Meksiko’ya taşınmadan önce mimar olarak eÄŸitim gördü. Mark Godfrey'in (2010) belirttiÄŸi gibi Alÿs, "çaÄŸdaÅŸ yaÅŸamın ivedi politik ve ekonomik krizlerini ele almanın ÅŸiirsel ve yaratıcı yollarını" bulmayı baÅŸarır [34]. Ä°ÅŸleri arasında, eriyene kadar Meksiko sokaklarında ittirdiÄŸi buz bloÄŸu [Bazen Bir Åžey Yapmak Hiçbir Yere Varmaz (Sometimes Making Something Leads to Nothing), 1997]; beÅŸ yüz gönüllünün küreklerle bir kum tepeciÄŸini 10 santimetre hareket ettirmesi [Ä°nanç DaÄŸları DevirdiÄŸinde (When Faith Moves Mountains), 2002]; ve altmış dört Coldstream Muhafızı'nın görünüÅŸte rastgele bir biçimde birbirleriyle karşılaÅŸtıklarında bir grup diziliÅŸine girdikleri, koreografi edilmiÅŸ bir yolculuÄŸun filmi vardır [Muhafızlar (Guards), 2005]. Bu en son iÅŸ, sanatçının sürecinin kavranabildiÄŸi Yedi YürüyüÅŸ (Seven Walks) adlı resimli kitapta güzel bir ÅŸekilde belgelenmiÅŸtir.


Alÿs’in yolculukları bir dizi meseleyi ele alır; bu yolculukların politik ve sanatsal içerikleri çok fazla eleÅŸtirel analiz ve tartışmaya yol açmıştır. Alÿs’in pratiÄŸinin (resim, canlı performans ve filmi kapsayan) yelpazesi genelleme yapmayı zorlaÅŸtırırken, yolculukları kullanımı genellikle direnç ile el emeÄŸine iÅŸaret eder; kapitalist toplumların üretim ekonomisinin temelinde yatan dengesizlikler ve adaletsizlikler üzerine yorum yapar.


Alÿs’in iÅŸlerinin mantığı ve deÄŸer sistemini, Ä°srail'i Ürdün'den ayıran ilk çizgi olan YeÅŸil Hat’ı Kudüs kenti boyunca takip ettiÄŸi 2004 tarihli filminin [35] iliÅŸkili metni özetler. Alÿs, buradaki yürüyüÅŸ boyunca, rotasını iÅŸaretleyerek çizgiyi görünür hale getiren, içinden boya sızdıran bir yeÅŸil boya kutusunu elinde taşımaktadır: "Bazen Åžiirsel Bir Åžey Yapmak Politik Olabilir ve Bazen Politik Bir Åžey Yapmak Åžiirsel Olabilir".

Francis Alÿs, YeÅŸil Hat, 2004. Performansın belgesel videosu.
Video: Francis Alÿs, francisalys.com aracılığıyla.

Pointed Arrow
Pointed Arrow, yolculuk odaklı iÅŸler üreten Leeds merkezli bir sanatçı kolektifidir. Alan ve mekan kavramlarıyla ilgilenen grup, insanların çevrelerinin onların benlik algılarını nasıl ÅŸekillendirdiÄŸini araÅŸtırır. Seyahat ederken karşılaÅŸtıkları insanlar ile yerleri dinlerler ve sık sık onlardan bir ÅŸekilde katkıda bulunmalarını veya tepki vermelerini isterler: Neye deÄŸer verdiklerini yazmalarını yahut topluluÄŸa performans veya eylemlerinde katılmalarını. Topluluk, Ä°ngiltere'nin güney sahilindeki korsan mitlerini araÅŸtırmış, Pilgrim's Progress’i takip etmiÅŸ ve Ä°ngiltere'nin Büyük Kuzey Yolu'nu gezmiÅŸtir.


Sürükleme (Heave) (2009) için topluluk, bir tekneyi bölge içerisinde yüzlerce mil boyunca itmek, çekmek ve taşımak için The Yorkshire On-Land Boating Club'ı (Yorkshire Karada Tekne Kulübü) kurdu. Neredeyse bir ay boyunca, The Yorkshire Straif isimli tekne, ÅŸehirler, kasabalar, köyler ve ilçenin dere tepeleri içinden, tarlalar, yollar ve kanallar üzerinden yolculuk etti. Bu etkinliÄŸin filmi, yerel halkın neye deÄŸer verdiklerini teknenin gövdesine yazmaları istenirkenki mürettebat deneyimini belgeler. Ekip, yolculukları boyunca, Bradford'a giderken bir cepte karşılaşılan motorsikletlilerden, mezun olan öÄŸrencilere veya yerel ilkokuldaki öÄŸrencilere kadar iki binin üzerinde insanla tanışır ve sayısız nezaket ile cömertlik davranışlarıyla ile rastlaşır.


Elbette karşılaÅŸtıkları herkes projeye sıcakkanlı bakmaz. Leeds'teki yerel makamlar tekneyi bir etkinlik, bir araç ve, gövdesine bir rüzgar türbininin baÄŸlı olmasına raÄŸmen, çevre açısından bir tehlike olduÄŸunu söyleyerek tekneyi ÅŸehir merkezinden tahliye ederler. Ancak bu yolculukların çoÄŸunda da olduÄŸu gibi, kaçınılmaz çatışma anlarına raÄŸmen, Sürükleme birçok hayata dokunmuÅŸtur ve ekip, olumsuz tepkilerden daha çok olumlu tepkiler alır. Sonuçta, yolculuk, Pointed Arrow'un yerel topluma ulaÅŸması ve Canlı Sanat'la genelde karşılaÅŸamayacak insanlarla tanışması için bir fırsat sunar. YolculuÄŸun bir noktasında, yorulmuÅŸ ekip tekneyi kırsal Yorkshire'ın içinden sürükleyerek geçirirken, bir kadın onları evine içecek ikram etmek için davet eder. Ayrılırken onları eliyle durdurur ve bunun sonsuza dek hatırlayacağı bir olay olduÄŸunu söyler.

routes__3759779708_4b20e479f1_o.jpg

Pointed Arrow, Sürükleme, 2009. Süreç fotoÄŸrafı.
Proje blogu için tıklayın. Proje Flickr sayfası için tıklayın.
FotoÄŸraf: Pointed Arrow Performance,

Daniel Ingram-Brown'un izniyle.

Lone Twin
Gregg Whelan ve Gary Winters 1997 yılında birlikte çalışmaya baÅŸladılar ve o zamandan beri otuzun üstünde proje gerçekleÅŸtirdiler. Ä°ÅŸlerinde; topluluk, direnç 
ve yolculuk temalarını oyuncul bir yaklaşımla ele alırlar. Esther Pilkington [36] onların performanslarını "hikayelerin anlatıldığı olaylar" olarak tanımlar [37]. Bu hikayeler genellikle Lone Twin'in yolculuklarında, bazen iÅŸleriyle birlikte yolculuk etmeleriyle, bazen de kendilerine tayin ettikleri görevlerle bir araya getirilir. Tiyatro oyunları ile turlamış, ÅŸehir merkezinde telgraf direÄŸi sürüklemiÅŸ, vücutlarıyla eÅŸit ağırlıkta variller ittirmiÅŸ, bir köprüyü tekrar tekrar geçmiÅŸ, bir ÅŸehirde geceleyin kaybolmuÅŸ ve insanların bağışladığı ahÅŸap nesnelerle deniz yolculuÄŸu yapan bir tekne inÅŸa etmiÅŸlerdir. Bu çeÅŸitli projeler, Lone Twin'in "katılımcı ve iyimser enerjileri" ile tanımlanabilir [38]. Pointed Arrow gibi, onların çalışmaları da çoÄŸu zaman iÅŸbirliÄŸini ve bir ÅŸeyler elde edebilmek için birlikte çalışma bilincini harekete geçirir.


Lone Twin'in sunum performansı, Benimle Yürü, Benimle Yürü, Biri Lütfen Benimle Yürüyebilir Mi (Walk With Me, Walk With Me, Will Somebody Please Walk With Me) (2000) ikilinin yürüme performanslarının bir retrospektifidir. Bir projektör ekranı ve iki mikrofonla sunum formatını kullanarak, iÅŸ "159 madde, 12 klip, 2 MPEG ve 7 uydurulmuÅŸ hikaye" ile aktarılır. Whelan ve Winters'ın karşılaÅŸtığı insanlar ve yerler alıntılar, jestler, videolar, anekdotlar ve ÅŸarkılarla anlatılır. Ä°ÅŸ boyunca, yer adları ve tarihlerin kaldırıldığı resmi bir tur anlatısı ile
tekrar tekrar karşılaşılmaktadır: '’ ...‘e hoÅŸ geldiniz, 19 ...’da suyun içinden yeniden ortaya çıkarılan binaya" ve daha sonra "bu, ...‘in iÅŸgalinden önce ve hemen ...‘in keÅŸfinden sonra çekilmiÅŸ bir arÅŸiv fotoÄŸrafı." Yolculuklarının kiÅŸisel, insani öyküleri ile yan yana getirilen bu bölümler, yerlerin yalnızca bireysel ve iliÅŸkisel düzeyde gerçek anlamlara sahip olduÄŸunu ima eder.


2012 yılında Tekne Projesi (The Boat Project ) için Lone Twin, insanlarla karşılaÅŸma arzusunu bir adım daha ileri götürdü. Ä°ngiltere'nin güneydoÄŸu sakinlerini kendileri için özel anlamı olan ahÅŸap nesneler bağışlamaya davet ederek, "biri hikayelerden ve yaÅŸamlardan nasıl bir tekne yapar?" sorusunu sordular [39]. Fikrin ilk ortaya çıkışından projenin tamamlanmasına kadar 10 yıldan uzun zaman geçti; proje 2012 Kültür Olimpiyatı sebebiyle büyük bir ödenek sayesinde nihayet mümkün kılındı. Bu yazının ilerleyen bölümlerinde, Community Spirit (Topluluk Ruhu) olarak adlandırılan ve Mayıs 2012'de Hampshire, Emsworth'da denize indirilen teknenin halka açılış etkinliÄŸine adanmış detaylı bir bölüm mevcut [40].

​

​

​

​

​

Kieran Hurley Ä°le Röportaj


Haziran 2009'da, otuz beÅŸinci G8 zirvesi, orta Ä°talya'daki L'Aquila'da gerçekleÅŸti. Son dakikada yakın zamanda deprem tarafından yıkılmış olan bu ÅŸehre taşınmasının Silvio Berlusconi hükümetine ağır bir oportünizm eleÅŸtirisi getirdiÄŸi zirve için, dünyanın en zengin uluslarının liderleri bir araya geldiler. Bu etkinliÄŸi yüksek düzeyde aktivizm kuÅŸattı ve birçok kiÅŸi, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinden nükleer politikaya kadar bir dizi sorunu yerel halkla dayanışma içinde protesto etmek için L'Aquila'ya gitti. Bu gezici protestocular arasında Glasgow merkezli bir performansçı ve yazar olan Kieran Hurley de vardı.


Hurley, yol boyunca insanlarla tanışmayı ve Avrupa’nın her yerinden insanların zirvenin ele almayı planladığı küresel olaylar hakkında ne düÅŸündüÄŸünü anlamayı umarak, Ä°talya’ya otostop yapmaya karar verdi. Bu yabancıların iyiliÄŸine bel baÄŸlayan ve bilinmeyene doÄŸru bir yolculuktu. Gezisi süregiderken gezisinin raporları, videoları ve görüntüleriyle düzenli olarak güncellenen Glasgow'daki Arches sanat merkezindeki bir yerleÅŸtirme aracılığıyla yolculuÄŸuna eriÅŸilebiliniyordu. DönüÅŸünde Hurley, Otostop (Hitch) adlı, canlı bir müzik grubu eÅŸliÄŸinde yolculuÄŸunu anlattığı bir saatlik bir oyun üretti. Oyun, tanıştığı insanların hikayeleri ve yolda kurduÄŸu iliÅŸkiler üzerinden, piyasa güçleri ve büyük çaplı çatışmalar tarafından daha fazla yönlendirilmeyecek yeni bir toplumun temeli olarak insan iliÅŸkilerine duyulan gerçek ihtiyaç üzerine güçlü bir tefekkür ortaya koyar.


Gösterinin yakın zamandaki bir turnesi sırasında, Camden'da bir barda Hurley ile buluÅŸtum ve Ä°talya'ya olan yolculuÄŸunun politik ve sanatsal çıktılarını sordum.


David Overend: Otostop'un baÅŸlarında, "kafa patlatmak" kelimelerini kullanarak L'Aquila'ya seyahatin çıkış noktasını hatırlamaya çalışıyorsun. Performansı gerçekleÅŸtirme süreci bu konuda bir cevaba ulaÅŸmana yardımcı oldu mu? Otostop bir süredir var olduÄŸuna göre ÅŸimdi her ÅŸey daha net mi?


Kieran Hurley: Gösterinin neyi baÅŸardığını artık daha net anladığımı düÅŸünüyorum. Bu yolculuÄŸa çıkmamdaki temel amaçlardan birinin bir gösteri yapmak olduÄŸu düÅŸünülürse, ikisinin birbirine baÄŸlı olduÄŸu söylenebilir. Ancak yola koyulmadan önce ondan ne elde etmeyi umduÄŸumun daha belirginleÅŸtiÄŸini söyleyemem. Gösteriyi de gerçekleÅŸtirdiÄŸimden beri, bu dünyada mevcut iki ÅŸey olmuÅŸ oluyor: Gösterinin kendisi ve yolculuk deneyimim (gösterinin var olduÄŸu biçimde dünyada var olmasa da, benim için aynı ÅŸekilde var olan yolculuk deneyimim). Ve bazen de Otostop'un gerçekleÅŸtiÄŸi zaman olarak 2009 yazına referans veren insanlar karşıma çıkıyor; halbuki Otostop'un gerçekleÅŸtiÄŸi zaman o deÄŸildi, o benim L'Aquila'ya otostop çektiÄŸim zamandı. Bu, birkaç hafta süren ciddi bir olaydı: bir tiyatro ÅŸovu deÄŸildi. Bu ikisinin birbirinden farkı aÅŸikar. Dolayısıyla ÅŸovun ne yaptığına, neyi sorguladığına, ne hakkında olduÄŸuna dair; iÅŸe koyulduÄŸum zamana kıyasla daha net bir fikrim olduÄŸunu sanırım söyleyebilirim. Ama böyle konuÅŸamam, yolculuktan umduÄŸum ÅŸeyin ne olduÄŸuna dair illa daha net bir fikrim olduÄŸu anlamına da gelmiyor.

​

DO: Peki yolculuÄŸa çıkmak ve böylece bu büyük küresel olayla, yani G8’le ilgili siyasi görüÅŸünün ne olduÄŸunu keÅŸfetme süreci bilinçli miydi?


KH: Bir gerçek yaÅŸam deneyimini sanat yapma sürecinin içinde iÅŸlemenin ve bunu bir saatlik bir anlatıya damıtmanın kaçınılmaz sonuçlarından biri, kaçınılmaz olarak bazı ÅŸeylerin baÅŸka bir ÅŸeyler için iÅŸlevselleÅŸecek olması... Ben bu konunun politikasında kendi konumumu çözmeye çalışmıyordum diyemem. Ben (ben, gerçek dünyadaki Kieran), bu yolculuÄŸa çıkmadan önce, yirmi üç yaşında bile, kendi siyasi görüÅŸüme ve kapitalizm karşıtı aktivizmle iliÅŸkime dair, Otostop'ta sahnede gördüÄŸünüz ve kısmen temsil edilen versiyondan çok daha net bir fikre sahiptim. Bunu söylemem ne o versiyonun doÄŸru veya gerçek olduÄŸu anlamına geliyor ne de gösteride deneyimlediÄŸim korku ve ÅŸüphenin gerçek olduÄŸu anlamına... Hiçbir ÅŸey deÄŸiÅŸmezmiÅŸ gibi görünen bir dünyada politik protestonun amacının ne olabileceÄŸi konusundaki soruları keÅŸfetmekle gerçekten ilgilenmiÅŸtim. Bunun için büyük cevaplarım yok. Bunun için büyük cevaplarımın olmadığı gerçeÄŸi gösteride gerçekten belirgin. Fakat yolculuÄŸu yaparken benim ilgilendiÄŸim ÅŸey baÅŸkalarının bununla ilgili düÅŸüncelerinin ne olduÄŸunu keÅŸfetmekti. Tabii kendi sorularımın cevaplarını bulmak için bunları merak ediyordum ama gene de baÅŸkalarının düÅŸüncelerinin de bir deÄŸerinin olduÄŸuna dair güçlü bir sezgim vardı. YolculuÄŸum boyunca, bu olaya verilen farklı tepkileri biriktirmeyle ilgilenmiÅŸtim. Ve gösterinin anlatısında, bunları tam iletebilmek için belki biraz abartılı bir saflık düzeyi takınmam gerekiyor.


DO: DiÄŸer insanlarla tanışma deneyiminin bu yolculuÄŸa çıkış gerekçelerinden biri olduÄŸundan bahsediyorsun. KarşılaÅŸtığın insanların -karşılaÅŸma anlarının- rota boyunca önemli referans noktaları oldukları ÅŸeklinde kuvvetli bir izlenim oluÅŸtu bende. Bu anlar genellikle yolda gerçekleÅŸiyor (Leon'a giderken arabada, L'Aquila'ya giderken otobüste) ama sanki en çok yolculuktaki dinlenme noktalarında, bir yere vardığın, kendi hareketini durdurduÄŸun ve belli yerlerde yaÅŸayan insanlarla karşılaÅŸtığın anlarda. Her ÅŸey yolculuktan ziyade iliÅŸki kurmayla mi ilgili?


KH: Bence gerçekten öyle. Ä°ÅŸ, dürüst olmak gerekirse, antikapitalist politikaları oldukça nadiren ele alıyor. Yola çıkış kavramı, farklı insanlarla hareket halindeyken etkileÅŸimlere girmenin bir yolu olarak yolculuÄŸu kullanmanın incelenmesiydi: Bu dünyada politik protestonun amacı hakkında sorular sormaktı; bu süreçte belirginleÅŸen ifade ise "nereden geldik ve nereye gidiyoruz" sorusuydu. Bu, sadece yolculuÄŸu deÄŸil, aynı zamanda protesto eylemini ve bir protestonun açtığı sorgulama alanını da içeriyor. Ancak, dinlenme yerlerinden tefekkürün gerçekleÅŸtiÄŸi alanlar olarak bahsetmenle ilgili olarak, otostop deneyiminde (tehlikeli biri tarafından alınmadığın takdirde ki ÅŸansıma hiç başıma gelmedi) bu konuda konuÅŸmaların, fiziksel olarak hareket ederken – fiziksel, aktif olarak yolculuk halindeyken– gerçekleÅŸtiÄŸini söylemeliyim. Çünkü endiÅŸe, kargaÅŸa ve stres, yolun kenarındaki bir yerde çakılı kalmaktan ve biri tarafından arabaya alınıp alınmayacağını bilememekten kaynaklanıyor. Yolda giderken de hareket halindesin, artık çakılı deÄŸilsin. Ama fiziksel olarak hala hareketsizsin. Birinin arabasına biniyorsun. Araba uzamda hızlı bir ÅŸekilde hareket ediyor, ancak geçici olarak baÅŸkasının hikayesine kök salıyorsun (“Peki ne yapıyorsun?”, “Hiç, bir düÄŸüne gidiyorum”). O bulunduÄŸumuz boÅŸlukta birlikteyiz, buraya kök saldık ve burası, kargaÅŸadan ve birinin bizi alıp almayacağını bilmemenin belirsizliÄŸi arasında bir soluk alma yeri haline geliyor. Dolayısıyla bu dinlenme yerleri, L'Aquila'ya giden ve bir dinlenme yeri olmayan otobüs dışında, hareket halindeki bir arabanın içindeki ortak alanda baÅŸkalarıyla bir araya gelme yerleridir. Huzurlu olmasının bir nedeni de bu; ilerleme kaydediyorsun... Bir yandan çakılı olmamayla ve hareketsiz olmayla diÄŸer yandan kargaÅŸa dolu bir yerde, bir arabanın yolcu koltuÄŸunda, hareket halinde olmak ve yine de bir baÅŸkasının yolculuÄŸunda soluklanmak arasındaki gerilimi sürdürmek istiyorum.


Ayrıca sorunun diÄŸer kısmını da cevaplamak isterim, "bu her ÅŸeyden çok iliÅŸkilerle mi ilgili" sorusunu. Evet, bu gösterinin bir tür postmodern yalnızlık ve izolasyonla ilgili bir baÄŸlam oluÅŸturduÄŸunu düÅŸünüyorum; geç kapitalist yalnızlığı ve izolasyonuyla. Geceleri dizilmiÅŸ arabalara bakmak –o kırmızı ve beyaz sıralara- ve hayatımızı öpüÅŸmekten daha ziyade trafik ışıklarında bekleyerek geçirdiÄŸimizi ilk nasıl öÄŸrendiÄŸimi düÅŸünmek. Uzun zaman çokça "yalnızlık" kelimesini kullandım. Otostop yapma eyleminden bile önce, dünyada bir topluluk olmanın eksikliÄŸini ve bunun hüsranını hissetmeye baÅŸlamıştım. Åžovun bir bölümünün konusu dayanışma, cemaat ve yabancılarla oluÅŸturulan bir topluluÄŸun arayışı olarak yolculuk. Böylece, Gabriel arabanın içinde, metrodaki insanlardan ve eÄŸer hepimizin etrafında güç alanları olsaydı nasıl hiçbir ÅŸeyin ilerleyemeyeceÄŸinden bahsediyor. Tabii ki bu tam anlamıyla doÄŸru deÄŸil ama metroda insanların yaÅŸadığı da tam bu. Bu yüzden, bir açıdan Otostop'un anlamının yirmi birinci yüzyıl kentsel yalnızlığına bir panzehir aramak olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ve öyle oluyor ki, geniÅŸ bir çevre tarafından paylaşılan politik bir hedef etrafında toplanmak ve dayanışmak, bunun için bir araç teÅŸkil ediyor. Ama aslında bunun insan iliÅŸkileri arayışı ile ilgili olduÄŸunu düÅŸünüyorum, dayanışma arayışıyla.


DO: Peki bu, izleyicilerle kurduÄŸun iliÅŸkiye nasıl tercüme oluyor? KarşılaÅŸma anlarının durgunluÄŸu ile çoÄŸunlukla tek başına yola devam etmen arasındaki bir dinamikten bahsediyorsun. YolculuÄŸa çıkmış ve (nihayetinde ne olacağından tamamen emin olmasan da) bilfiil politik bir davranış ortaya koymuÅŸ bir insan olarak içinde bulunduÄŸun durumla karşında yerleÅŸik ve hareketsiz seni izleyen seyirci arasında belirgin bir fark var. Bu dinamik, gösteriyi yapmaya baÅŸladığında farkında olduÄŸun bir ÅŸey miydi?


KH: Belirli olarak ya da bilerek araÅŸtırmak istediÄŸim bir ÅŸey deÄŸildi. Sadece, bir stüdyo tiyatrosu baÄŸlamında var olacak bir iÅŸ yapmak istediÄŸimi biliyordum. Bu yüzden izleyicinin hareketsiz olacağını ve benim ayakta durarak bir hikaye anlatacağımı biliyordum. Seyirciyi üç tarafımda oturtuyorum; aslında orijinal kurulumda seyirci üç taraftan, ortalama bir aile arabasıyla aynı boyuttaki bir oyun alanını izliyor olacaktı. Åžovda, mekanı bir buçuk metre geniÅŸliÄŸinde ve üç buçuk metre derinliÄŸinde belirlediÄŸimden buna hala ufak bir gönderme var. Ancak bu düzenin temel amacı, bir, izleyicinin görünür ve birbirinden haberdar olması, bir de beni kuÅŸatması. Bu gösteride bir performansçı olarak yaptığım iÅŸin büyük bir kısmı, kendi korkularım, kırılganlıklarım ve endiÅŸelerimle ilgili gerçek bir sahicilikten gelen kendimin bir tür versiyonunun derinliklerine inmek. Ve bu sahiciliÄŸi gerçekten yeniden yaÅŸamaya çalışmak: Bunun ne demek olduÄŸunu yeniden ele geçirmeye çalışmak; biraz içimi dökmek ve seyirciden bir süre benimle birlikte, hassas bir ÅŸekilde bu hissi tutmasını istemek. Bu yüzden sanırım izleyiciden bir çeÅŸit dayanışma topluluÄŸu oluÅŸturmasını istiyorum. Bir düzeyde, izleyiciden yolculuÄŸun kendisinin aradığı bir dayanışma topluluÄŸunu tezahür ettirmesini istiyorum. Ancak hikayenin anlattığı hareket ile koltuklarındaki seyircinin kilitli durgunluÄŸu arasında paradoksal bir ÅŸey olmasına dair stratejik bir niyetimin olup olmadığına bakılmaksızın... Stratejik bir ÅŸey olduÄŸunu söyleyemem.


DO: Eylül 2009'da Glasgow, Arches'daki gösteriyi ilk izlediÄŸimde, senin yapmış olduÄŸun ÅŸeyi yapmamak konusunda bende güçlü bir his uyanmıştı. Bu da beni bir dereceye kadar politize etti çünkü bir etkide bulunduÄŸunu hissediyordum. Senin yaptıklarında benim kendimde ortaya çıkartmamış olduÄŸum bir failleÅŸme durumu vardı.


KH: Bu ilginç çünkü bunun izleyiciden izleyiciye deÄŸiÅŸtiÄŸini düÅŸünüyorum. Gösteriden politik bir sonuç çıkarma eÄŸilimi gösterenler, çoÄŸunlukla kendilerini politik olarak merkezin solunda konumlandıran, dünyanın iÅŸleyiÅŸinden tamamen hoÅŸnutsuz olan, herhangi bir eylemci etkinlikle özdeÅŸleÅŸmemiÅŸ ve benim deneyimimin korku, endiÅŸe ve yalnızlığı ile muhtemelen empati kuracak olanlar. Bu deneyimden birçok baÅŸka insan, farklı seviyelerde, farklı ÅŸeyler alıyor. Ancak, tarif ettiÄŸin deneyimin -benim uzamda hareket etme ve rol yapma kararımla iliÅŸkili olarak kendi hareketsizliÄŸinin farkında olmanın- herkesin tecrübesi olduÄŸunu sanmıyorum. Burada spekülasyon yapıyorum ama biraz daha aktivist kalabalıklara oynadığımı ve aslında biraz ezik hissettiÄŸimi biliyorum. Söylemek istediÄŸim, "Bakın beyler, ben (ben, Kieran, gösterideki adam deÄŸil) gerçekten,
gerçekten A'dan B'ye bir yürüyüÅŸün ne kadar sınırlı olduÄŸunu biliyorum. Gerçekten, gerçekten muhalefetimizi ifade etme biçimimizi kökten yeniden düÅŸünmemiz gerektiÄŸinin farkındayım".


Halk tabanlı, kapitalizm karşıtı politik aktivizmle çok daha esaslı ilgilenen arkadaÅŸlarım var. Gösteri ise bu toplulukların sürdürdükleri tartışmaların radikal politikalarıyla ve nüanslarıyla ilgili olmayan bir düzlemde ilerliyor. Bir izleyicinin politik görüÅŸlerinin, onun buradaki tecrübesini önemli miktarda dönüÅŸtürdüÄŸünü düÅŸünüyorum. Neredeyse tesadüfen çeÅŸitli nedenlerle gösterinin hedef kitlesi olduÄŸunu söyleyebileceÄŸimiz birçok insan için bir mekanda hareketsiz kalıp kendi politik eylemsizliÄŸi üzerine düÅŸünüyor olmanın bir anlam ifade ettiÄŸini düÅŸünüyorum. Fakat bu hareketsizlik, gösteriyle iliÅŸkiye geçmiÅŸ birçok, birçok insanın politik aktivizm ile iliÅŸkisini yansıtmıyor.


Gösteri kasıtlı olarak kendi politikam ve kendi politik analizimden bahsediyor. Benim olduÄŸumdan daha iyi konuÅŸmacı olabilecek, benim de iliÅŸkilenebileceÄŸim bir politika içinden daha ilham verici bir kapitalizm karşıtı analiz yapabilecek insanlar var. Gösteride niyetim bu deÄŸildi. Yapmak istediÄŸim ÅŸey, bir yolculuktan yararlanmak ve çaÄŸdaÅŸ toplumdaki soyutlanmayla ilgili ÅŸeyleri incelemenin bir yolu olarak politik bir sürecin çerçevesini kullanmaktı. Hikaye bir büyük politik analizden ziyade, toplumsal izolasyon ve topluluk ihtiyacının aciliyetiyle ilgili. Bu nedenle kendi politikasına çok az deÄŸiniyor ve bu nedenle benim personamın saflığı vurgulanıyor. Bu yüzden, en azından büyük bir çoÄŸunluÄŸunun radikal politikalarıyla bu "konu ile ilgilendikleri" bir izleyici kitlesine oynadığım zamanlar oldu. Ve aslında bu anlarda, olduÄŸumu düÅŸündüÄŸüm ben ile hikayedeki karakter olarak ben arasındaki mesafe aslında biraz utanç vericiydi. Zaten bu kimlik aslında rahatsız edici bir iliÅŸkim olan bir ÅŸey. Bundan hemen sonra yaptığım ÅŸeyin bir otobiyografi olmamasının nedenlerinden biri bu. Aktivist bir topluluk olmayan insanlara oynadığım baÄŸlamlarda bile kendimi, bu gezici kahraman olarak resmetmekten biraz utanıyorum.

​

Buz ve Safir Alev Efsunlar
Nic Green


Bu makalenin bir versiyonu Eylül 2011 de Glasgow, Arches’da, Making Routes lansman etkinliÄŸinde sunuldu.

 

Bu, yolculuklarla ilgili bir performans.


Ya da belki de bu, son on sekiz ay içerisinde gerçekleÅŸtirdiÄŸim; üzerimde önemli bir etkisi olan ve iÅŸim, deÄŸer sistemim, inançlarım ve pratiÄŸimi etkileyen bazı yolculuklara dair düÅŸünceler.


Veya belki bu da kendi içinde bir tür yolculuk.

​

Mayıs 2010, Güneybatı Ä°skoçya
O sırada yaÅŸamakta olduÄŸum kiralık evin yakınındaki Annick nehrini takip ederek evden denize, oradan geriye yürümeye karar veriyorum. GüneÅŸ doÄŸmadan yola çıkmaya ve bu yolculuÄŸu sessizce ve yemek yemeden gerçekleÅŸtirmem gerektiÄŸine karar veriyorum. Sadece su, fazladan çorap, bir kazak, bir çadır ve uyku tulumu hazırlıyorum. Yoldan önceki akÅŸam, bu küçük yolculuÄŸa çıkmamın anlamını tespit etmeye çalışmak amacıyla yolculuktan önce, ÅŸafak vakti, bahçede bir dakika boyunca ortasında ayakta duracağım, taÅŸlardan küçük bir çember kuruyorum.


Aslında bu yürüyüÅŸü, insan ekolojisi alanında yaptığım yüksek lisansın bir parçası olan ekopsikoloji modülüm için hazırlayacağım bir makaleyle sonuçlanacak bir sürecin parçası olarak yapmayı planlamıştım, ama sonunda
yolculuÄŸum deÄŸerlendirmelere, akademik referanslara ve makalelerin standart yapılarına elveriÅŸli olmayan baÅŸka ÅŸeylerle ilgili olduÄŸundan bunun hakkında yazmadım. Onu sadece kendim için, baÅŸka bir ÅŸey olarak sakladım. Tabii ki hayvanlar ile genel olarak canlılar dünyasının yanından ve içinden geçtiÄŸim zamanlar dışında çoÄŸunlukla yalnız olduÄŸum, gizli bir yolculuk. Hiç kimseye bu yolculuktan söz etmediÄŸimden, bugünkü etkinliÄŸin ondan bahsetmek için iyi bir yer olacağını düÅŸündüm.


Mayıs 2010, Güneybatı Ä°skoçya
Gözlerimi kapatıyorum ve kulaklarımın üstünden geçen rüzgarı dinliyorum.

 

Yemek olmayınca normalden biraz daha fazla, biraz daha hızlı yoruluyor insan ve dinlenmek üzere duruyorum, nehrin yanında bir süre uyuyakalıyorum. Suyun sığ olduÄŸu güzel bir yer burası ve su, nehir yatağındaki taÅŸların üzerinden geçerken, zevk veren, rahatlatıcı bir ses çıkarıyor. Uyandığımda hava sıcak, güneÅŸ parlıyor ve etrafımdaki çakıllar ısıyla ışıldıyor. YavaÅŸça ayaÄŸa kalkıyorum ve çantamı sırtıma takıyorum; beni tamamen ÅŸaşırtan ama sevindiren bir sürpriz olarak yanımda bir su samuru beliriyor. Bir an için hareketsiz kalıyor ama sonra su sıçratıp gürültü çıkartarak suya dalıyor, böylece kadifemsi ÅŸekliyle bakışlarımdan kaçıyor. Orada ne kadardır durduÄŸunu, beni inceleyip uyurken izlediÄŸini merak ediyorum. Bu, su samuru gördüÄŸüm ilk ve tek sefer. Bir an için bu su samurunun bir kadını ilk defa görüp görmediÄŸini merak ediyorum ama gördüÄŸünü
zannetmem.

 

Burada kimse yürümez. Nehir kıyısı boyunca kolayca ve keyifle dolanmak için hiçbir yol yok. Her ÅŸey, omuz yüksekliÄŸindeki böÄŸürtlen çalılarından ve dikenlerden atlayıp nehir kıyılarının kenarlarını tartmanın, taÅŸların üzerinden tereddütle suyu geçmenin, sığır tarlalarının çitlerini dikkatlice tırmanıp, gergin bir ÅŸekilde tek, harap bir kiriÅŸi -bir zamanlar kullanılan bir köprüden geriye kalan tek ÅŸey olan- geçmenin bir karışımı. AÅŸağıya bakmamaya ve yogada çalıştığım tüm dengeleyici pozlara odaklanmaya çalışıyorum.


Nehirleri geçmeye dair bir not:


Bütün hayatım boyunca hep nehrin eni boyunca yan yana sıralanmış, suyun üstünde bir kıyıdan diÄŸerine doÄŸrudan sıçramamı saÄŸlayacak bir taÅŸ kombinasyonunun arayışındaydım. Bu yolculukta ise bu su boyunca rota bulma yönteminin eksikliklerini fark ettim. Bu iÅŸe uygun bir taÅŸ dizilimi çok nadiren ortaya çıktı, özellikle de bacaklarımın oldukça kısa olması ve su seviyesinin oldukça yüksek olması nedeniyle. Bu yüzden, geçiÅŸleri ararken araÅŸtırma ve görüÅŸ alanımı geniÅŸletmeye baÅŸladım. Nehir boyunu gözlerimle takip edecek, su boyunca dağılmış taÅŸlarla saÄŸa sola kıvrılarak ilerleyen ve sonunda karşı kıyıya saÄŸ salim varılan, farklı bir taÅŸ yolu çizecektim. Bu, su üstünde çok daha uzun bir süre ve mesafe boyunca durmak demekti, ancak düÅŸme ve sırılsıklam olma ıslanma riski çok az olduÄŸu için buna deÄŸerdi. Nihayetinde anladım ki, nehri geçtiÄŸim yolculuklarıma en doÄŸru yaklaşım; en hızlı, en kısa rotayı arama dürtüsüne karşı koymak ve onları zamana yayılı aktiviteler olarak düÅŸünmek. Bu farkındalık esnasında, bu içgüdüsel kısa yol dürtümün endüstri sonrası yirmi birinci yüzyılda yetiÅŸmiÅŸ olmamın bir parçası olup olmadığını merak ettim. En sonunda, rota çizmeyi tamamen bırakmayı baÅŸarabildim ve akış aÅŸağıda bir noktada diÄŸer tarafa güvenli bir ÅŸekilde varacağımı düÅŸünerek nehirdeki bir kayaya basabildim...


YolculuÄŸumun daha sonrasında, nehir aÄŸzına doÄŸru yavaÅŸça ilerlerken, daha yukarıda mavi çizgi ÅŸeklinde bir parıltı görüyorum. Ä°lk kez bir balıkçıl görüyorum.

23995787120_0c26e5ae2a_o.jpg

Balıkçıl kuÅŸu. Görsel: Kana Hata, CC BY-NC-ND 2.0 ile.

- KuÅŸlar için bir performans fikri 
- Bir çocuk korosunun izleyiciyi bir çöp sahasının içinden ve ormana yönlendirdiÄŸi bir performans fikri. Yolda, bütün çöplerimizin arasındaki kalıntıları toplayan bir geyik var. 


- Ä°çinde yaÅŸadığım meskenin parçalarını sıkıştırıp yanıma alacağım ve el arabasıyla bir yerden bir yere taşıyacağım bir performans fikri. GittiÄŸim her yerde farklı ev arkadaÅŸlarım olabilir ve buralarda yaÅŸamak için birbirimize yardım edebiliriz. Bu kiÅŸiler seyirciyi teÅŸkil ederler. 


Åžubat 2011, Orta Kuzey Hindistan 
Bir ay boyunca günde üç kez aynı yemeÄŸi yediÄŸim bir ashramdaydım. Batılı herkes ya kabız ya da ishal oluyor. DurgunluÄŸun ne olduÄŸunu anlamak için yedi bin kilometre mesafeye gittiÄŸimin gülünçlüÄŸüyle karşı karşıyayım. Bana bu ashramda -pirinç tarlaları arasında ıssız bir Jain tapınağı- bir iÅŸin kestirme yolunu bulmaya çalışmanın, karanlığın Guna'sı olan Tamas Guna'nın bir özelliÄŸi olduÄŸunu söylüyorlar. Uzun, eksiksiz ve hakiki sürecin deÄŸerini vurguluyorlar. DeÄŸerli olan ÅŸeylerin ömür boyu odak ve meÅŸguliyeti hak etmeleri gerektiÄŸini düÅŸünüyorlar. 


Buradaki keÅŸiÅŸler sade bir yaÅŸam adına tüm saçlarını yoluyorlar ve çıplak dolaşıyorlar, tek mülkleriyle: Yollarına çıkabilecek bir canlıyı veya yerdeki bir yuvayı onlara zarar vermeden yavaÅŸça kenara hareket ettirmek için kullandıkları tavus kuÅŸu tüylerinden yapılmış bir fırça. Temel Ahimsa (ÅŸiddetsizlik) kavramına ve kesinlikle öldürmemeye inanıyorlar. Tüm yaÅŸayanların yaÅŸamını sürdürmesine mümkün olduÄŸunca geçit verme genel ilkesine inanıyorlar. Ruhun yüz sekiz farklı vücuttan geçtiÄŸine inanıyorlar. Bir sebze böceÄŸe göre farklı bir vücut kategorisidir, ikincisi daha fazla hisseder ve zarar verdiÄŸinde veya travmatik bir ÅŸekilde hayatını sonlandırdığında bunu hissedebilir. Jainler kayalarda, bakterilerde, bitkilerde ve sivrisineklerde ruhlar görür. Her yerde ve her ÅŸeyde, farklı yaÅŸamlar boyu epik yolculuÄŸunu sürdüren ruhlar görürler. Ä°nsanlar kendilerinin veya baÅŸkalarının bu yaÅŸamlar boyu yolculukta hangi noktada olduÄŸunu asla bilemez; yani Jainlere göre, biz her zaman yüz sekiz farklı vücuda yayılan bir yolculuÄŸun bilinmeyen ortasındayızdır. Bundan sonra bir bok böceÄŸi olabilirsin veya bir aÄŸaç olabilirsin. Onlar için önemli olan, etraflarındaki ruhların yolculuklarına saygı duymak ve yolculuÄŸunun hangi bölümünde olursan ol, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktır. 


Åžubat 2011, KuzeydoÄŸu Hindistan 
Himalayalardayım ve eksi yirmi derece. Dört bin metrede bir köpeÄŸe rastlıyoruz, yalnız, sanki gelmemizi bekliyormuÅŸ gibi. AkÅŸam ona yemeÄŸimizin artıklarını atıyorum ve bütün geceyi karanlığa uluyarak tepenin üstünde geçiriyor. Bunun ne anlama geldiÄŸini ve bunu neden yaptığını çözemiyorum. 


Ertesi sabah yüksek irtifa hastalığından o kadar mustaribim ki kafam pancar rengi bir Amerikan futbolu topu gibi ÅŸiÅŸmiÅŸ durumda ve gözlerim bir havalı tüfeÄŸin bilyeleri gibi kafamdan fırlayacakmış gibi hissediyorum. Rehberimin resmi açıklaması, zirveye kalan son bin metrenin buz ve kar nedeniyle aşılamayacak durumda olduÄŸu; ben zaten hava durumu nasıl olursa olsun daha fazla gidemeyeceÄŸimi biliyorum. 


Hep, bulunduÄŸun yerin ötesine gidebileceÄŸini, hiçbir yolculuÄŸun bitmediÄŸini safça düÅŸünürdüm ama bu sefer gerçekten daha ileri gidemeyeceÄŸimi biliyorum. 


Åžubat 2011, KuzeydoÄŸu Hindistan 
Åžekli normale dönmüÅŸ bir kafa ile daÄŸdan indiÄŸimde, kutsal Ganj Nehri'nin kıyısında, hacı ve turistlerle dolu kalabalık bir kasaba olan, fırın gibi sıcak Varanassi'ye geldim. Nehre inen merdivenlerden birinde bir adam ve taşıdığı kafesin içinde hapsolduÄŸu dar ve küçük alanda tüm çabalarına raÄŸmen kanatlarını açamayan bir balıkçıl görüyorum. Zamanında, bir adamın balıkçılların nehrin mücevherleri olarak da bilindiklerini söylediÄŸini hatırlıyorum. Arkadaşım ve ben gördüÄŸümüz adama aceleyle koÅŸuyoruz ve "olamaz, zavallı balıkçıl" sözlerini duyuyorum. KuÅŸların ne için olduÄŸunu soruyoruz. Adam, eÄŸer ona para verirsek, kuÅŸu serbest bırakacağını ve bunun da bizim yolculuÄŸumuzda bizim için iyi bir karma anlamına geleceÄŸini söylüyor. "Tabii bu senin karman, benim deÄŸil" diyorum. 


Bu durumla ilgili her ÅŸey kafa karıştırıcı ve zor. 


O kuÅŸu gerçekten hatırlıyorum ve onu düÅŸünüp duruyorum. 


- Ä°skoçya'da, her koyda yüzmeye çalıştığım bir performans fikri. 


- Seni eve götürürlerken taksi ÅŸoförlerine yapılan bir performans fikri. 


- A1 otoyolunda, sert omuzdan yukarı doÄŸru, trafik akışına karşı çok yavaÅŸça yürünen bir performans fikri. 


Haziran 2011, Ä°rlanda'nın Batı Kıyısı açıklarında küçük bir ada 
Bana ileri seviye yoga ve meditasyon dersi veren bir kadınla kalıyorum. Bu uygulamalar hakkında bildiÄŸimi düÅŸündüÄŸüm birçok ÅŸey onun fikirleri ve deneyimleri tarafından sorgulanıp dönüÅŸtürülüyor. Bu kadın ve bildiÄŸi her ÅŸey için minnettarım. Gerçekten iyi anlaşıyoruz ve birbirimizi çok seviyoruz. Gitmeden önceki gece, biraz starter maya isteyip istemediÄŸimi soruyor. “Evet, elbette” diyorum. 


Bir "starter maya" veya levain, esas olarak ekmek yapım iÅŸlemlerinde kullanılan, doÄŸal ve atalardan kalma bir önfermantasyon ÅŸeklidir. Bu yöntem kullanılarak yapılan ve mayalı ekmeklerle karşılaÅŸtırıldığında belirgin bir ÅŸekilde keskin veya ekÅŸi bir tadı olan bu ekmeÄŸe ekÅŸi maya ekmek denir. Bunun nedeni laktobasillerin ürettiÄŸi laktik asittir; mayalarla simbiyotik bir karışım halinde yetiÅŸen ve ekmek piÅŸirmenizi saÄŸlayan doÄŸal bir kültür. 
Özetle, belli bir süre içinde yetiÅŸen, etrafındaki ortamdan ve havadan doÄŸal mayaları toplayan, kabartıcı bir hamur karışımıdır. Yapay olarak üretilmiÅŸ veya kurutulmuÅŸ mayalar kullanmaz ve bir starter maya kullanarak ekmek yapmak için sadece un, su ve tuza ihtiyacınız vardır. 


Bana ekmeÄŸin nasıl yapıldığını ve starter mayaya nasıl bakılacağını gösteriyor ve eve götürmem için bir miktar mayayı cam bir kavanoza koyuyor. Bu starter maya otuz yıl önce Ä°rlanda'da baÅŸlatılmış ve yaşı benim kadar. Bir starter maya aldığınızda, onu canlı tutmanız ve onunla ilgilenmeniz gerekir. Ciara, yanında kaldığım kadın, bir süre evden uzakta kalacaksa, starter mayasını da ölmesin diye yanına aldığını anlatıyor. Benimkini bir kazak ve plastik bir torbaya sarıyorum. Ä°skoçya'ya geri dönüÅŸ yolculuÄŸumda, feribot bagajında duran çantamdaki starter mayanın güvenliÄŸi hakkında endiÅŸe duymaya baÅŸlıyorum, onun kırılmamış, parçalanmamış veya çok fazla sarsılmamış olduÄŸunu umuyorum. 


Eve döndüÄŸümde, Ciara’nın bana öÄŸrettiÄŸi gibi ekÅŸi maya yapmaya çalışıyorum ama iÅŸe yaramıyor. Bu sürecimi tekrar tekrar unu satın alıp, sonra alır almaz çöpe atmaya benzetmeme bir arkadaşım gülüyor. Ama denemeye devam ediyorum, starter mayayı her daim canlı tutarak. Bu süreçte en önemli ÅŸey sürece yayılan bir özen gerektiren ÅŸeydir: starter maya. Taze piÅŸmiÅŸ bir somunun hazzı önem sırasında ikincidir. 


Åžükürler olsun ki zamanla konuyu anlıyorum ve süreci mükemmelleÅŸtiriyorum. Artık bu sürece düÅŸkünüm: Günlük ekmek yapma eylemiyle ömür boyu süren bir uÄŸraÅŸ. YolculuÄŸumda bana eÅŸlik eden bu starter mayaya ve onu otuz yıl daha hayatta tutma olasılığıma minnettarım. 


- Babamı (sadece bir kez, on iki yıl önce tanıştığım babamı) onun haberi olmadan, sürekli otuz fit mesafede takip ettiÄŸim bir performans fikri. Her yabancı kaldığımız sene için bir fit anlamında. 


- Tilkilerin gece hareketlerini ve davranışlarını anlamak ve ayırt etmek için bilim insanlarıyla birlikte çalıştığım bir gece performansı fikri. Seyirci ve ben, gece boyunca bir tilkinin yaptığı gibi, onun kasaba ve ÅŸehirlerin sessiz sokaklarındaki yolculuklarını anlamak üzere, tabiatta hareket edebiliriz. Belki tilkiler bizi izler ve gündüz nereye gideceÄŸimizi merak ederler. 


- Hareket eden, hareket eden ve böyle süregiden bir performans fikri. 


Son zamanlarda bu kelimeyi çok düÅŸünüyorum. Hareket. Hareket kelimesini konumdaki bir deÄŸiÅŸiklik ya da çevre veya uzamda yolculuk yapmak için kullanıyoruz, ancak duygusal olarak etkilendiÄŸimiz ya da bir ÅŸekilde angaje olduÄŸumuz zamanlar için de kullanıyoruz. Sanırım bunun nedeni önceye kıyasla aynı noktada olmamamız; illa fiziksel bir hareket olmasa da bir açıdan kendimizin farklı bir bölgesine, belki daha az seyahat edilen, daha az keÅŸfedilmiÅŸ bir alanına, sadece ara sıra ziyaret edilen bir yerine varmış olmamız. DeÄŸiÅŸmiÅŸ oluyoruz. Belki de taşındığımız “yer”, "olaÄŸan rutinimizde" bir rol oynamıyor ya da günlük yaÅŸam ve etkinliklerimiz arasında ona bir yer verilmiyor. Kendi tecrübelerime göre, ona bir yaÅŸama alanı yaratılmadığında, nefes almak için alanı azalan, boÄŸulabilen, görmezden gelinen veya daha da kötüsü unutulan bir yer. Kendimizin bu kısımlarına hareket etmeyi öÄŸrenebilmemiz, sevgi ve güzellikle yapılan ÅŸeylerin bize bu deÄŸerli fırsatları saÄŸlayabilmesi önemli.

20419520272_a85154be5c_o.jpg

Balıkçıl FotoÄŸraf: Pieter van der Velden, CC BY-NC 2.0 ile.

Ä°rlanda'dan dönerken, önünde bir balıkçılın resmi olan The Poetry of Birds (KuÅŸların Åžiiri) adlı bir kitap aldım. Birinin bana balıkçılın bazı kültürlerde dönüÅŸümün sembolü olduÄŸunu söylediÄŸini hatırlıyorum. MuhteÅŸem biri olan Anne Bean ile bir panelde olduÄŸumu hatırlıyorum; dönüÅŸümden söz ederken, vücudun yedi yılda bir kendini tamamen yenilediÄŸini söylemiÅŸti. Her zaman bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸtiÄŸini, her zaman dönüÅŸtüÄŸünü, her zaman bir ÅŸekilde hareket ettiÄŸini hissettiÄŸini söylemiÅŸti; ne demek istediÄŸini artık anladım. 


- Starter mayamın yolculuÄŸunun izini sürdüÄŸüm ve onun ilerleyiÅŸini takip ettiÄŸim bir performans fikri. 


- Son on yıldan metinleri, nesneleri ve hatıraları, yaÅŸadığım yerden on mil ötedeki bir çember içine gömdüÄŸüm bir performans fikri. On yıl sonra onları tekrar ortaya çıkaracağım. 


- Biriyle, o anda yaÅŸamlarında ulaÅŸmaya ihtiyaç duydukları yere birlikte yürüdüÄŸün bir performans fikri. Oraya vardıktan sonra, bir baÅŸka kiÅŸiyi gitmesi gereken yere yürütürsün ve böyle devam edip gider. 


Balıkçıl Peter Scupham 
Aralık ayı götürdü bizi boÅŸ duran suyun Dumandan bir hayalet halinde yükseldiÄŸi yere, kıyılarında sazlar Sert, dengelenen kamışlarıyla; güneÅŸ uzak bir köÅŸede. 


Kısa günler acı bir zincir örmüÅŸtü Birbiriyle nasıl da eÅŸleÅŸen mavi ve beyaz halkalardan Hava durumu dediÄŸimiz bir denge kurdular. 


Orada, ilk kar yağışı kabuÄŸa döndü, Altındaki nabız yavaÅŸ ve kör atarken, Ve her türlü yokluk iz bıraktı yüzde

 
Sanki kaybolmamışız gibi üzerinde yürüdüÄŸümüz Orada sanki bulunacak bir ÅŸey varmış gibi Uyuyan dalların kırağıyla gri çapağının altında. 


Gülümsedik ve küçük kelimeler söyledik etkisiz Karanlığa oraya taşıdığımız, Saplarımız ve kışın ölü ÅŸeyleri, parça parça soÄŸuk yeller. 


Ve sonra, hiçbir ÅŸey ve aÄŸaç kütüklerinin ıssız arazisinden Balıkçıl ortaya çıkıverdi, ansızın ve meydana çıkarttı Buz ve safirin alev efsunladığının kanıtını. 


Community Spirit Açılış EtkinliÄŸi 
David Overend 

Bu projeyle en başından beri ilgileniyordum. Çevrimiçi geliÅŸmeleri takip ettikten sonra yüzlerce tahta objenin toplanmasını ve seçilmesini, geminin tasarımını ve Hampshire'da bir kayıkhanede gerçekleÅŸen ortaklaÅŸa inÅŸaat sürecini izledim. Lone Twin’in planlarının azmi ve ölçeÄŸi hayranlık uyandırıcıydı. GüneydoÄŸu Ä°ngiltere sakinleri kendi hikayelerini anlatmaya ve denize açılabilir bir yat haline getirilecek eÅŸyaları bağışlamaya davet edilmiÅŸlerdi. Güney sahili boyunca ve sahilde iç kısımlardan giderek Milton Keynes'e yapacağı ilk seferden sonra, tekne, yelkencilik ve sanatta deÄŸerlendirilmek üzere halkın kullanımına açılacaktı. Sürecin dışında kalmış hissediyordum, dolayısıyla açılış etkinliÄŸi için orada olmaya karar verdim.

 

Untitled-1.jpg

Community Spirit’in gövdesinde kullanılan bağışlardan biri. Bağış No. 895: Jimi Hendrix’in gitarından bir parça.

Fotoğraf: Toby Adamson, Design Boom aracılığıyla

7 Mayıs 2012 Pazartesi günü Londra Victoria Ä°stasyonu'ndan Emsworth'e giden trene bindim ve vardığımda kendimi saÄŸanak yağışın ortasında buldum. Ä°stasyon duvarının yanında tıkış pıkış toplanmış bir insan kalabalığı otobüsün gelmesini bekliyordu. Bazıları yakınlarda yaşıyorlardı ve tüm bu telaşın neyle ilgili olduÄŸunu öÄŸrenmek istiyorlardı; diÄŸerleri ise Ä°ngiltere'nin baÅŸka yerlerinden gelmiÅŸlerdi: Sanatçılar, öÄŸrenciler, yapımcılar ve nesnelerini bağışlamış olup tekneyi ilk kez görmek isteyenler. Hava sohbet için uygun bir ortam saÄŸladığından kısa zaman içinde “ben”, “biz”e dönüÅŸtü. 

​

Kısa ve ıslak bir yolculuktan sonra marinaya vardık. YaÄŸmur hiç duracaÄŸa benzemiyordu ve bu ülkedeki açık hava etkinliklerinde sık sık olduÄŸu gibi, insanların büyük çoÄŸunluÄŸunun muÅŸamba altında oturarak kendilerini yiyecek ve içecek çadırlarına tıkmış olduklarını gördük. Etkinlik bir Ä°ngiliz kır fuarının tüm tuzaklarına sahipti: Bölge yerlisinin sahip olup iÅŸlettiÄŸi bir bar, bir sanat sergisi, ekmek üstü rosto ve tadılıp satın alınmaya hazır bir yerel meyve sebze seçkisi. Bir dizi makaleden oluÅŸan, yanında teknenin yapımında kullanılan tüm nesne ve hikayelerin kapsamlı bir kataloÄŸu da olan David Williams'ın Lone Twin Tekne Projesi hakkındaki kitabı da satıştaydı. 

​

Bir süre sonra sunucu tarafından tatlı sözlerle sığınaklarımızdan dışarı çıkartıldık. YaÄŸmur yavaÅŸ yavaÅŸ dinerken yerel bir koro ve bir denizci ÅŸarkıları grubu eÄŸlenceyi baÅŸlattı. Sunucu, bu projenin baÅŸ yapımcısı ve proje yöneticisi Mark Covell'i, kaptan ve mürettebat üyelerini, Lone Twin'den Gregg Whelan ve Gary Winters’ı ve de yüzlerce gönüllü ve bağışçıdan birkaçını tanıttı; böylece bu projeyi gerçekleÅŸtiren insanlarla yapılan bu kısa röportajlar müziÄŸin arasına serpiÅŸtirildi. 

​

Her birinin kendi kiÅŸisel katkıları ve deneyimleri hakkında anlattıkları hikayeler vardı fakat, daha da önemlisi, hepsi kendisinden daha büyük bir ÅŸeyin parçası olduÄŸunu biliyordu: Bir fikir etrafında toplanmanın oluÅŸturduÄŸu topluluk duygusu ve bir ÅŸey üzerinde topluca çalışmanın onu mümkün kılacağına dair inanç. Whelan ve Winters'ın ekibi toplayıp yapı ustasını bulma sürecinde, bu kiÅŸilerde aradıkları ÅŸeyler, inÅŸaatın gerektirdiÄŸi uzmanlık bilgisi ve teknik beceri kadar "baÅŸka insanlarla rahatça birlikte çalışmak ve bundan neÅŸe duymak ve de öyküler, macera, mizah ve müzik konularında coÅŸku duymaktı" [41].

Untitled-2.jpg

Community Spirit açılış gününün videosu Video: Toby Adamson, Michael Austin ve Lone Twin, Vimeo aracılığıyla

Bütün etkinliÄŸin merkezinde de güzel bir tekne duruyordu. Yakından bakıldığında tasarımın inceliÄŸi etkileyiciydi; görünüÅŸte narin bir yüzeye sahipti ancak güney sahilinde yolculuk yapmak için yeterince dayanıklıydı: 


Bir su terazisi ile bir aÄŸaç arasındaki aÄŸartılmış bir at kafasının gölgesinde duran küçük bir fil. Minnacık bir yamaç eviyle bir kemanın üzerinde asılı duran bir helikopter. Çok küçük bir trenin etrafında bir elbise askısı, bir çamaşır askısı ve bir oklava yörüngede dönüyor. Küçük bir kedi, üst üste binmiÅŸ iki elektrikli gitara arkası dönük, donakalmış durmakta. Ve bir tenis raketi ile bir kriket sopasının altında bir karıncayiyen metanetli bir ÅŸekilde dönüp duruyor. [42]

​

Yıllarca süren planlama, toplama, dinleme ve inÅŸa etmenin sonucunda ortaya çıkan ÅŸey, yeni bir ÅŸeyler yapmak için cömertçe bağışlanmış kiÅŸisel eÅŸyalardan oluÅŸan bir arÅŸivin temsil ettiÄŸi insanların hayatlarının ve hikayelerinin gezici bir müzesi oluyor. Bireysel ve kolektif tarihlerin katmanları ve yapıları somuttur ve bu müzde de uluslararası süperstarlığı (Jimi Hendrix'in gitarından bir parça), denizcilik ikonlarını (Mary Rose'un bir parçası) ve kiÅŸisel biyografileri (oyuncaklar, araçlar ve diÄŸer yüzlerce kiÅŸisel eÅŸya) bir araya getiriyor. 

Teknenin dokusu saatlerce incelenebilirdi ancak öÄŸleden sonra güneÅŸ bulutların arkasından çıktığında, tekneyi çevreleyen kalabalık açılış etkinliÄŸine alan açmak için dağıldı. Bu, toplanmış TV ekibinin ve basın üyelerinin beklediÄŸi andı. Büyük bir vinç gemiyi havaya kaldırdı ve küçük bir zamanlama hatasıyla gerçekleÅŸen bir geri sayımın ardından, tekne dikkatlice ve yavaÅŸça suya indirilirken, bir konfeti kanonu patlatıldı ve büyük bir tezahürat koptu. 

​

Ben, herkesin baÅŸkalarının kafasının üzerinden yüzen geminin fotoÄŸrafını çekmek için uzandığı sevinçli bir izleyici kitlesinin ortasında dururken asıl dikkatimi çeken ÅŸey, öÄŸleden sonra boyunca geliÅŸen, aÅŸikar bir topluluk duygusuydu. Teknedeki iÅŸçilik olaÄŸanüstüydü ve Lone Twin'in orijinal fikrini gerçekleÅŸtiren teknik ve yönetim becerileri ÅŸaşırtıcıydı. Fakat bundan da ötesi, kaybolan çocuÄŸu ve daha sonra kaybolan yaÅŸlı kadını bulmak için yapılan duyurulardı, bar personelinin coÅŸkusu ve anekdotları, proje yöneticisinin kızının söylediÄŸi ÅŸarkı. Bütün bunlar, merkezindeki tekneyle birlikte unutulmaz bir olay yarattılar. 

Untitled-3.jpg

Teknedeki nesnelerden bazıları: Raket, kaykay ve süpürge. FotoÄŸraf: Toby Adamson, Design Boom aracılığıyla 

Lansmana kadar tekneyi isimlendirmek için bir yarışma devam ediyordu ve o hafta başında Community Spirit (Topluluk Ruhu) adı konmuÅŸtu. Bu isim Tekne Projesi'nin deÄŸer sistemini, metodolojisini ve projenin ne yarattığını çok iyi ifade ediyor. Tekne, GüneydoÄŸu Ä°ngiltere halkının gönüllü katkıları ve zamanları ile bir araya getirildi; yine de birkaç durağı Brighton, Portsmouth, Suffolk ve hatta karayla çevrili Milton Keynes olan ilk seferinde topluluklarla karşılaÅŸmaya devam edecek. 


Community Spirit, bunun dışında, genel olarak yolculuÄŸa dayalı Canlı Sanat hakkında bir ÅŸeyler de ortaya koymakta. Pointed Arrow'un Yorkshire On-Land Boating Club‘ı ve Kieran Hurley'in L'Aquila'ya yolculuÄŸu gibi Lone Twin'in teknesi de insanlarla ve topluluklarla devam eden buluÅŸmalar ve karşılaÅŸmalarla yaratıldı. Bu, canlı karşılaÅŸmanın paylaşılan alanında güzel bir ÅŸey yaratmak için birlikte çalışmayla ilgili bir proje. Bir noktasında bu etkileÅŸim anı ortaya çıktı mı, yolculuÄŸun bir geleceÄŸi oluyor. Community Spirit bir kamusal sanat ve yelkenciliÄŸi besleyerek kendine yeni bir yaÅŸam edinince daha birçok topluluÄŸun hayatına dokunacak. Lansmanında orada bulunmak bir ayrıcalıktı.

bottom of page